İstiklal Şairimiz; Mehmet Akif Ersoy

İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy, büyük bir devletin tarih sahnesinden çekilmekte olduğu ve yeni devletimizin kurulduğu zamanlarda ömrünü geçirmiştir. Vatan toprağının bu vatanın evladında kalması için ölüm kalım mücadelesi verilen o kritik zamanlarda milletine hizmetten bir an bile geri durmamıştır. Osmanlı Devletinin son demlerinde Teşkilat-ı Mahsusa görevlisi olarak gah Belgrad’a gah Necid çöllerine gitmiş, vatanın birliği ve bütünlüğü için elinden geleni yapmıştır. Memleketinden uzakta olduğu günlerinde ise Anadolu’da düşmanla çatışan askerimizin hali aklından hiç çıkmamıştır. O, Çanakkale Zaferinin müjdesini Necid çöllerinde almış ve o müstesna Çanakkale Şehidleri şiirini kilometrelerce ötede sevinç gözyaşları dökerek yazmıştır. Ardından İstiklal Harbi başlayınca Anadolu’yu karış karış gezerek camii kürsülerinden halkın gönlüne ümit ve inanç tohumları serpmiştir. Bu ruh hali İstiklal Marşımızdaki “Doğacaktır sana vad ettiği günler Hakk’ın” mısrasıyla kelimelere bürünmüştür. 

Akif’i şair olarak anmak eksik kalır, çünkü o günümüz nesline örnek teşkil edebilecek bir çok kıymetli vasfa sahip olan bir şahsiyetti. Eskilerin elsine-i selase dedikleri Arapça, Farsça ve Türkçe dillerine hâkimiyetinin yanında Fransızcayı da tercüme yapabilecek seviyede biliyordu. Bir veteriner, hatip, pehlivan aynı zamanda da neyzendi. Bütün bunların yanında düşündüğü gibi yazan, içi dışı bir, inançlı bir şairdi.

İstiklal Marşı’nı imanından süzülen bir ilhamla yazmıştır. Efendimizin (sav) Hicret esnasında endişelenen yol arkadaşı Hz. Ebu Bekir’e hitaben “Korkma ey Ebu Bekir, Allah bizimledir!” tesellisiydi ona bu ilhamı veren. Emsalsiz marşımız bu yüzden “Korkma” diye başlar.

Bugün İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un dar-ı bekaya irtihalinin yıl dönümü. Hayatını vatanına hizmete adayan Akif’i anarken aynı hislerle şehadet şerbetini yudumlayan şehitlerimizi de anmamak haksızlık olur. Ruhları şad olsun. “Allah bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın!”